Japon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Japon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ağustos 2013 Cuma

VAMPIRE STORIES: BROTHERS
Sei ve abisi Ai ailesini bir olay sonucu kaybeden ve evlatlık olarak verilen iki kardeş.. Ailenin küçük kızları ile de iyi anlaşarak mutlu mesut yaşamlarına devam ederken Ai'nin kendisinde anlam veremediği değişimlerle karşılaşıp evi terk etmesiyle aile saadetleri bozuluyor. Anne ve babanın yurt dışına çalışmaya gitmesiyle Sei ve kız kardeşi birlikte yaşamaya başlıyorlar. Sei'nin 20.yaş günü bir taraftan yaklaşırken okuldan arkadaşları ve kız kardeşiyle ormana geziye gidiyorlar. Eğlenirlerken birden kendini kötü hissediyor ve kardeşiyle  eve geri geri dönmek zorunda kalıyorlar.
Bir gün sonrasında ise kamp arkadaşlarının ölüm haberi Tv'de yayımlanıyor. Ne olduğunu anlamadan komiser tarafından sorgulanır halde buluyorlar kendilerini. Ve 5 yıldır ortalarda görünmeyen Ai bir anda çıkageliyor..
Sei'deki değişimleri fark ediyor. Henüz Sei'nin bile fark edemediği... Sei abisini ne kadar affetmek istemese de kız kardeşinin yalvarmaları sonucu onu affediyor. Bir taraftan da kızı abisinden kıskanıyor. Kızın abisine ilgi duyduğundan şüpheleniyor çünkü..
3 kardeş mutlu mesut bir kaç gün geçiriyorlar.. Ai arada ortalardan kayboluyor. Ai nereye gidiyor dersiniz?? Ai asil kan bir vampir ve melez vampirler onun ve yakında uyanacak olan Sei'nin peşindedir. Hem kendini hem de kardeşini koruma peşindedir.
Kardeşine değişimlerinin farkına var.Eğer kan içmezsen öleceksin der. Sei "İnsanları öldüremem, insan olarak öleceğim" diye tutturunca Ai. onun biricik kardeşini kaçırır . Kıza her şeyi anlatır o da "ölme Sei benim kanımı iç" diye tutturur. Tekrar HAYIR cevabını duyan Ai çıldırır ve kıza öldürücü bir vuruş yapar ve Sei'ye "Onunda bize katılmasını istediğini biliyorum. Onun kanını iç ve sende o da vampir olsun der."
Sei şimdi ne yapmalı?? Aşık olduğu üvey kız kardeşinin ölmesine izin mi vermeli. Yoksa insanları öldürmemek adına vampir olmayıp ölmeli mi??


22 Ağustos 2013 Perşembe

KINGYO KURABU
Konusu kısaca şöyle;
Lise üçüncü sınıf öğrencisi Haru Hiiragi akranları arasında çok popülerdir ancak aşk veya çalışmakla ilgilenmemekte, bunun yerine hayatını boş boş harcamayı tercih etmektedir. Hiiragi, Harukawa Koto isimli birinci sınıf öğrencisi ile alay edildiğini fark edince ona yardım eli uzatır ve arkadaş olmaya çalışır.
-Mükemmel bir ilk tanışma..
Hiiragi'nin ders aralarında kaçabildiği gizli bir yeri vardır ve Koto'ya burayı gösterir ve sadece kendileri için iki kişilik ''Japon balığı kulübü''nü kurarlar. 
Annesi yüzünden başından bela eksik olmayaN Koto'nun "Ait olacağım hiçbir yerim yok" lafı üzerine ikili daha da yakınlaşır..Aralarında aşk filizlenmeye başladığında Koto'ya karşı zorbalıklar artarak devam eder.
Romantik türünden hoşlananlara kesinlikle tavsiye ederim dizide çok masum bir aşkı ele almışlar.. Oyuncuları cidden başarılı buldum genelde yan rollerde gördüklerim başrol olunca şaşırdım aslında.. Ama çok iyi rol sergilemişler.. Aralarındaki o masum sevgiyi çok güzel yansıtmışlar ve hayatın getirdiği sıkıntıları içine atarak yaşayan insanları iyi sergilemişler keşke daha uzun olsaydı dediğim bir dizi oldu..


20 Ağustos 2013 Salı

HEAVENLY FOREST
Bir film bu kadar mükemmel olabilir..
Genelde romantik komedi izleyen bir insanım. Nedenini bilmiyorum ama duygusal filmler kalbime alerjik reaksiyon verdiriyor. Eğer film beni derinden etkilerse günlerce unutmam mümkün olmayabiliyor. Ama öyle anlar geliyor ki kendimi dram izlerken buluyorum…
UYARI: Yanınızda peçete bulundurunuz!!!...
Hikayemiz  Makoto’nun (Hiroshi Tamaki) 2 yıldır görüşmediği arkadaşı Shizuru’dan (Aoi Miyazaki) mektup almasıyla başlar. Shizuru New York’ta bir fotoğraf sergisi açmıştır ve arkadaşını davet ediyordur. Makoto mektubu alır almaz soluğu New York’ta alır. Bundan sonra hikaye geriye döner ve ilk nasıl karşılaştıkları anlatılır.
Makoto ve  Shizuru iki üniversite öğrencileri, Mokoto bir gün yaya geçidinden geçmeye çalışan Shizuru ile karşılaşır, ona ışıklardan geçmesini söyler ama Shizuru oldukça inatçıdır ve karşıya geçmeye kararlıdır...
-Hey! trafik ışıkları biraz ileride sanırım oradan geçmek daha güvenli
-Oh! öğrenciler hep oradan geçer, sürücüler burada pek yol vermez.  -Yine de burası bir yaya geçidi değil mi?  -Aslında, evet...
Shizuru ufak tefek çocuk görünümlü bir kızdır. Genlerinden gelen bir hastalık yüzünden büyüyemiyordur. Onun bu çocuksu ve tuhaf hallerini görenler ondan uzak duruyordur. Makoto’nun ise bir deri hastalığı vardır. Sürekli kaşınıyordur ve bir krem kullanmak zorundadır. Bu kremi sürünce kötü koktuğunu düşündüğü için insanlardan uzak duruyordur. Bu ikili her yönüyle birbirlerine benzemektedirler.
Makoto fotoğrafçılıkla ilgileniyordur. Ve Shizuru’nun karşıya geçmeye çalışırken fark etmeden resmini çeker.  Fark edilmediğini sansa da Shizuru yemekhanede yanına gelerek resmini çektiğini gördüğünü söyler. Makoto ise o yoldan geçip geçemediğini sorar. Ama kızımız geçmeye kararlıdır. Bunu gören Makoto sabah çok erken gelirse geçebileceklerini söyler. Hava henüz aydınlanmamışken gelirler. Makoto, Shizuru’yu bırakıp gizli bahçesine gider tabi kızımızda peşinden böylece Makoto’nun gizli yerini öğrenmiş olur. Makoto Shizuru’ya burada fotoğraf çekmeyi öğretir. 
Her şey çok güzel gidiyordur ta ki Makoto’nun sınıflarındaki güzeller güzeli Miyuki’ye aşık oluncaya kadar. Makoto Miyuki’nin grubuna katılır artık onunda bir arkadaş grubu vardır. 
Arkadaşları Shizuru’nun bir ucube olduğunu onunla arkadaş olup olmadığını sorduklarında bunu reddeder ve Shizuru’yu korumaz. Bunu arkadan dinleyen Shizuru çok üzülür.
Shizuru Makoto’ya ilk görüşte aşık olmuştur. Ama onun Miyuki’yi sevdiğinin farkındadır. Bazı zamanlar kıskançlık krizlerine girsede onların birlikte olmasına yardım eder. Bir gün evini terk eden Shizuru Makoto’yla kalmaya başlar.
Shizuru kardeşi öldüğü için evini terk ettiğini söyler. Annesi ve kardeşi aynı genetik hastalık yüzünden ölmüşlerdir. Shizuru der ki ”Bu hastalıkta aşık olduğunda ölürsün” tabi Makoto bunu ciddiye almaz tıpkı Shizuru’nun sürekli “Bir gün büyüyüp çok güzel bir kadın olacağım, o zaman benimle çıkmadığına pişman olacaksın.” sözünü ciddiye almadığı gibi. Shizuru bu sözü son zamanlarda çok sık söylemeye başlamıştır. “Hala çocuk bedenine sahip olduğunu ve bir gün çok güzel ve seksi bir kadın olacağını söyler.” Makoto ise her zaman “tabi, tabi” diyerek geçiştirir. 
Shizuru dişini kaybeder. Shizuru’nun hala bebeklik dişlerinin bazılarını dökmemiştir. Shizuru büyemeye başlıyordur. Makoto ona bir hediye vermek istemiştir ve ne istediğini sorar. Shiruzu ise fotoğraf yarışmasına katılmak için öpüşürken resim çekilmek istediğini söyler. Makoto bunu kabul eder ve gizli bahçelerine giderler. Shizuru gözlüklerini çıkarınca Makoto onun ne kadar güzel olduğunu farkeder. Düzeneği kurarlar ve öpüşürken resim çekilirler.
“Bu resimden sonra Shizuru bu öpücüğün içinde birazcık aşk varmıydı?” diye sorar. Ama Makoto bunu duymaz yada duymamazlıktan gelir. Aynı günün akşamı Makoto duygularının farkına varır ve aceleyle eve gelir. Fakat Shizuru evi terk etmiştir. O günden iki yıl sonraya kadar ondan haber alamaz. Ve tekrar iki yıl sonra New york’a döneriz. Makoto büyük bir heyecan içinde Shizuru’yla buluşmayı beklemektedir.

Sonra mı??? İzleyip görün.. Japon dizi ve filmlerini bana  sevdiren ilk yapımdır.. Eminim izleyenler bana teşekkür edecektir…


9 Ağustos 2013 Cuma

KYOU, KOI WO HAJIMEMASU
Bugün aşkımız başlıyor..

Tsubaki Hibino okula giderken kız kardeşinin saçlarını yapmayı seven bir kızdır ama bu tür şeyler kendi tarzına uygun değildir. Liseye başlıyorum gözlük ve örgülü saçlar => klasik inek öğrenci tipi benim tarzımdır diyen kızımız açılış töreninde şoka uğrar. Tören gününde, en iyi öğrenci olma konusundaki başarısızlığından sonra kendini 1. sınıfların en iyi öğrencisi olan gelmiş geçmiş en kötü, kaba, PLAYBOY  adam Tsubaki Kyouta'nın yanında otururken bulur. İlk başlarda kendisi ile aynı ismi taşıyan bu çocuktan nefret edip kendini derse veren kızımız, Tsubaki tarafından öpülüp "seni kadına dönüştüreceğim" lafını duyunca yelkenleri suya indirir..

Ama Tsubaki'nin istediği aşkken, Kyouta'nın istediği nedir dersiniz??
Uzun süre önce mangasını okumuştum. Filmini de bu yüzden merak ettim ve izledim. Çok mükemmeldi diyemem ama manganın ve animenin açık bıraktığı boşlukları dolduran eğlenceli bir yapım..
Filmden Kareler

"Seni Seviyorum", "Senden Hoşlanıyorum" kimi zaman duyulması canımızı acıtan sözlerdir. Filmden bunu öğrendim ;) ;) 

İyi Seyirler....

8 Ağustos 2013 Perşembe

KOIZORA / SKY OF LOVE 

Uzun zaman önce izlediğim bir dizi ve filmin tanıtımını yapayım dedim hazır aktifken...
2007 yılında filmi 2008 yılında dizisi yapılmış bir yapım..
Dizisi 6 bölümden oluşuyor..


Dizideki Oyuncular

Koji Seto(Hiro) ve Erena Mizusava(Miko) olarak karşımıza çıkıyorlar.


Filmdeki Oyucular

Haruma Miura (Hiro) ve Yuiki Aragaki(Mika) rolünde.

Dizi ve film farklı başlıyor. Filmde Mika'nın telefonu kayboluyor ve rehberindeki herkes siliniyor. Kayıtlı bir numara var ve kime ait olduğunu bilmiyor. Onunla konuşmaya başlamasıyla film ilerliyor.

Dizide ise Mika, Hiro tarafından öpülüyor ve hayalleri yıkılıyor..






Dizi de bazı yerleri fazla uzatmışlar.. Mika mız mız, uyuzzzz... "Hiro... Hiiiro.... Hirooooo" deyip durdu. Ama bu kadar gıcık söylenir bir isim. (Kıskanmamın etkisi de olabilir. Böyle düşünme nedenim :) )

Filmi daha çok sevdim.. İlk önce onu izlediğim için belki.. Belki de Haruma olduğundan o kadarını bilemiyorum :) :) Ama şuan  bile aklıma geldikçe bazen gülümseyip, bazen de burnumu çekmeme neden olan bir film..

Filmden Kareler...

İzleyin derim pişman olmazsanız hatta bir kaç gün ortalıkta ''Hirooooo Hirooo'' diye dolanırsınız.


 Dizi veya film tercih size kalmış.. İkisi de  mükemmellll...

HANA YORI DANGO 

Karmaşık bir geçmişe sahip yapımlardan..
Tarihçesi şöyle;
1992 yılında Yoko Kamio tarafından çizilmeye başlanmış. 37 bölümden oluşan ve son bölümü 2008 yılında yayımlanmış.Türü 'shoujo manga'
1995 yılında Yauyuki Kusuda tarafından bir FİLMe uyarlanır ve büyük bir çıkış yapar.
1996 yılında 51 bölümden oluşan bir ANİME serisine dönüştürülür..
1997 yılında Hana Yori Dango: The Movie adıyla anime filmi yayımlanır.
Bakmışlar bu seri çok tutuyor 2001'de Taiwan'da 'Meteor Garden' isimli Tv dramasına dönüştürmüşler.
2002 yılında da devam serisi 'Meteor Garden 2 ' yayımlanmış..
2005'te bu mangayı biz yazdık. Dizisini çekmezsek olmaz diyen Japon arkadaşlar Hana Yori Dango I ve II'yi çekmişler.
 Yetmemiş 'Hana Yori Dango' Final isimli tekrar bir film daha çekmişler..
Ve yıl 2009
25 bölümden oluşan izleyenlerin hayran kaldığı OPPA'nın ne demek olduğunu bize öğreten dizi BOYS OVER FLOWERS yayımlanır. 
Hana Yori Dango ve Boys Over Flower serilerini izledikten sonra birde 1995 yapımı filmi izleyerek VOLTRANI oluşturmuş bulunuyorum 
Konusu itibari ve içerik olarak aynı olsa da filmde bazı şeyler farklı ve izlenmeye değerdi. Fazlasıyla absürd ama yeri geldiğinde de duygusal bir yapımdı.. Hele 90'lardaki giyim zevkleri İYİ Kİ O DÖNEMDE YAŞAMAMIŞIM dedirtip.. İnanılmaz GÜLMEME neden oldu.. 
Zamanım bol ve eğleneceğim bir şeyler izlemek istiyorum diyorsanız KAÇIRMAYIN..