12 Ağustos 2013 Pazartesi

OUR EROTIC LOVE

İsminden dolayı izlemekten bir çok kez vazgeçtiğim bir filmdi. Ama PASTA veya COFFEE PRINCE'den pek çoğunuzun tanıdığı LEE SEON GYUN'u görür görmez kötü olması imkansız deyip izlemeye başladım..Nitekim beklediğim gibi de oldu..
İşinde başarılı bir yönetmen, aşkta ise yerlerde sürünmektedir. Öyle ki aşık olduğu kadın evlenecektir ve onun düğününde sunuculuk yapmayı kabul eder.
Kadın son ana kadar bir tepki bekler ama adamda tık yok.. Arkadaşının düğünden sonra yemek davetini oğlumuz kabul eder. Restoranda başına geleceklerden habersiz..
Damadın eski sevgilisi de yan masasına oturur. Telefonda biriyle tartışmaya başlar ve bu sırada çığlığı  basar. Yan masasında oturan yönetmen kaynar yemek tabağını HOBAAAA diye üstüne boca eder..
Hemen acil servise götürülür. Doktor burada ben müdahale etmeliyim. Özel hastahaneye kadar dayanamazsın der..
Korku içinde kabul eder (puhahahaha) Kız bu sırada odaya girer ve aşağıdaki REPLİK ortaya çıkar.. 
Nasıl üzüldü kız ama OTOKEEE bu biberle ne yapacaksın diye kendini yırttı(jajajajjjjaja) :) :) :) 
Bir süre hastanede kalacağı için yönetmeni işten çıkarırlar. Yetmez taşraya sürgüne gönderirler ki burada asla karşılaşmak istemeyeceği, tüm bunların başına gelmesine neden olan kişiyle birlikte çalışmak zorunda kalır..
Birbirlerini tanıdıkça ikisi de eski aşklarını unutmaya başlarlar. Kimseye belli etmeden aşklarını yaşamaya çalışırlar. Ama bir anda Yönetmenin eski aşkı "Boşandım senden hoşlanıyorum. Şuan yanındaki kız eski eşimle uzun süre birlikte yaşadı. Seni de benden çalmasına izin vermeyeceğim". Sözlerini duyunca kızın evine gider. "Bunlar gerçekten doğru mu?? Onunla birlikte mi yaşadınız?" der. -Evet!! cevabını alır.

Birbirlerine verecekleri tepki ne olacak dersiniz. Henüz yeni başlayan ilişki sona erecek ve herkes eski aşkına mı dönecek?? İzleyin görün...

10 Ağustos 2013 Cumartesi

MUST BE ... LOVE 
"Aşk bu olsa gerek"
Yanımızdakini fark etmek.. Neden bu kadar zor...
Patricia, Japonya'ya model olmak için evini terk etmiş bir anneye ve kızını annesi gibi olmasın kendisini terk etmesin diye erkek çocuğu gibi yetiştirmiş bir babaya sahip bir kızdır. Basketbol oynamayı, tuhaf yiyecekler yemeyi  seven,  çocukluk arkadaşı Ivan'a aşık ama dile getiremeyen bir kızdır.
Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?
- Her şey YAVAŞ MODA dönüşünce.. Sanki orada sadece siz ve o vardır. Dünya sizin etrafınızda döner. Gözünüz başka hiçbir şeyi görmez.
Aşkı böyle tanımlamışlar ve Patricia, Ivan'ı böyle görmüştür. Ivan ise gerçek aşkıyla henüz tanışmadığını düşünmektedir. Patricia basket oynarken düştüğü sırada "Ivan, Seni seviyorum" diye ağzından kaçırır. Sonra ise çarpma etkisiyle oldu falan deyip lafı geri alır. 
Patricia'nın kuzeni Angel Amerika'dan geldiğinde ise imkansız olan aşk bir kez daha baltalanır. Angel ve Ivan birbirlerinden hoşlanırlar. Ivan'ın teyzesi Baby (ya da dayısı mı desem :) :) ) Patricia'yı makyaj yarışması için model olarak seçer. Kız Ivan tarafından fark edilmek ve Ivan'ın annesinin dükkanı kapanmasın diye işi kabul eder. 
Angel ile bolca vakit geçiren Ivan farkında olmasa da aklında hep Patricia vardır. Yapmaktan hoşlandığı şeyler Angel için ilgi çekici değildir. Tüm arkadaşları ile dışarı çıkacakları sırada Patricia'nın değişmeye başladığını fark eder. Baby teyzenin yarışmada yetenek sergilenmesi gerek bu yüzden Patricia ve Ivan, gelin- damat olup ilk dansınızı yapmalısınız deyince başka çaresi olmayan çift alıştırma yapmaya başlarlar.. Baby teyzenin planları başkadır tabi ki..
Angel, Patricia ve Ivan'ın yakınlaşmaya başladıklarını anlar. Amcasına gidip yarışma olayını anlatır ve kızın geri çekilmesini kendisinin yarışmaya dahil olmasını sağlar. Ivan, Patricia gidip duygularını itiraf eder. Ama nasıl?? "Angel'dan da hoşlanıyorum. Senden de hoşlanıyorum" diyerek.. 
Patricia bu sözü duyduktan sonra ne yapacak dersiniz?? tekrar mutsuz dünyasına mı dönecek ya da önemli değil bir ilişkiye başlayalım mı diyecek? Peki Angel kendisine yeterince aşık olmayan bu adamla zorla birlikte olmaya devam mı edecektir? 

Romantik-komedi türünde inanılmaz zevk alarak izleyeceğiniz, bolca güleceğiniz ŞİDDETLE TAVSİYE ETTİĞİM Filipin yapımı bir film...

9 Ağustos 2013 Cuma

FRIVOLOUS WIFE 
Tüm erkeklerin ilgisini çeken, tek hareketiyle hepsini kendine bağlamayan bir kadın hatta  Miss Korea olduğundan falan bahsediliyor..İşte bu kız bir gün telefonunu kaybediyor.Telefonu bulan sevimli mi sevimli oppamız kızla buluşunca kız her zaman ki taktiklerini uygulamaya başlıyor. Ama beklediği tepkiyi alamıyor.. İyi aile çocuğu ;) ;)
Çocukla bir süre arkadaş gibi takıldıktan sonra son taktiği uygulamaya koyar. "Birbirimizi daha fazla görmeyelim" der. Beklediği cevap ayrılmak istemiyorum lafı, ağlamalar, yalvarmalardır ama tepki çok ağır olur. "Birbirimiz için uygun değiliz. Bunu ben dile getiremezdim. Dile getirdiğin için teşekürler" lafı olur. Bu da yetmez. "Ailem bu yıl içerisinde evlenmemi istiyor. Onların istediği biriyle evleneceğim" de der.. Bu lafları duyunca beyninden vurulmuşa döner. 
Birini elde etmek için hareketlerin değil DUYGULARIN önemli olduğunu ve çocuğa gerçekten aşık olduğunu fark ettiğinde çocuğa aşkını itiraf eder. Hatta "Sen bana neden etmedin bilmiyorum ama ben sana yapıyorum. Benimle evlenir misin??" der.
Bir taraftan da kızın babası iş arkadaşına kızını onunla evlendireceğine dair öz vermiştir. Ama kızının tesadüfen hamile olduğunu öğrendiğinden dünyası başına yıkılır. Kızı çocuğu aldırması için zorlar. Bebeğin babasını araştırır ve dövdürür. Ama bir sorun vardır. Çocuk SOYLU bir aileden gelmektedir. Kız babasının elinden kaçar ve evlenmek üzere çocuğun ailesi ile tanışmaya gider..
Aile ama ne aile.. Kurallar üzerine kurulu bir düzenle yürütülen Kore Geleneksel Ailesi... Eşekten düşmüş karpuza dönen kız uzun süre uyum problemleri ile savaşır.Aile geleneklerini öğrenmeye, çay demleme, yemek yapma kısacası BÜYÜK GELİN olma mücadelesi verir. Olaylara dahil olan Hala ise heheheh komedinin fitilini ateşler..
Aşkı ve mutluluğu için pes etmeyen, DÜŞLERİMİN PRENSİ tadında bir film.. Eğer onu sevmişseniz bunu da seversiniz..

KYOU, KOI WO HAJIMEMASU
Bugün aşkımız başlıyor..

Tsubaki Hibino okula giderken kız kardeşinin saçlarını yapmayı seven bir kızdır ama bu tür şeyler kendi tarzına uygun değildir. Liseye başlıyorum gözlük ve örgülü saçlar => klasik inek öğrenci tipi benim tarzımdır diyen kızımız açılış töreninde şoka uğrar. Tören gününde, en iyi öğrenci olma konusundaki başarısızlığından sonra kendini 1. sınıfların en iyi öğrencisi olan gelmiş geçmiş en kötü, kaba, PLAYBOY  adam Tsubaki Kyouta'nın yanında otururken bulur. İlk başlarda kendisi ile aynı ismi taşıyan bu çocuktan nefret edip kendini derse veren kızımız, Tsubaki tarafından öpülüp "seni kadına dönüştüreceğim" lafını duyunca yelkenleri suya indirir..

Ama Tsubaki'nin istediği aşkken, Kyouta'nın istediği nedir dersiniz??
Uzun süre önce mangasını okumuştum. Filmini de bu yüzden merak ettim ve izledim. Çok mükemmeldi diyemem ama manganın ve animenin açık bıraktığı boşlukları dolduran eğlenceli bir yapım..
Filmden Kareler

"Seni Seviyorum", "Senden Hoşlanıyorum" kimi zaman duyulması canımızı acıtan sözlerdir. Filmden bunu öğrendim ;) ;) 

İyi Seyirler....

8 Ağustos 2013 Perşembe

KOIZORA / SKY OF LOVE 

Uzun zaman önce izlediğim bir dizi ve filmin tanıtımını yapayım dedim hazır aktifken...
2007 yılında filmi 2008 yılında dizisi yapılmış bir yapım..
Dizisi 6 bölümden oluşuyor..


Dizideki Oyuncular

Koji Seto(Hiro) ve Erena Mizusava(Miko) olarak karşımıza çıkıyorlar.


Filmdeki Oyucular

Haruma Miura (Hiro) ve Yuiki Aragaki(Mika) rolünde.

Dizi ve film farklı başlıyor. Filmde Mika'nın telefonu kayboluyor ve rehberindeki herkes siliniyor. Kayıtlı bir numara var ve kime ait olduğunu bilmiyor. Onunla konuşmaya başlamasıyla film ilerliyor.

Dizide ise Mika, Hiro tarafından öpülüyor ve hayalleri yıkılıyor..






Dizi de bazı yerleri fazla uzatmışlar.. Mika mız mız, uyuzzzz... "Hiro... Hiiiro.... Hirooooo" deyip durdu. Ama bu kadar gıcık söylenir bir isim. (Kıskanmamın etkisi de olabilir. Böyle düşünme nedenim :) )

Filmi daha çok sevdim.. İlk önce onu izlediğim için belki.. Belki de Haruma olduğundan o kadarını bilemiyorum :) :) Ama şuan  bile aklıma geldikçe bazen gülümseyip, bazen de burnumu çekmeme neden olan bir film..

Filmden Kareler...

İzleyin derim pişman olmazsanız hatta bir kaç gün ortalıkta ''Hirooooo Hirooo'' diye dolanırsınız.


 Dizi veya film tercih size kalmış.. İkisi de  mükemmellll...

HANA YORI DANGO 

Karmaşık bir geçmişe sahip yapımlardan..
Tarihçesi şöyle;
1992 yılında Yoko Kamio tarafından çizilmeye başlanmış. 37 bölümden oluşan ve son bölümü 2008 yılında yayımlanmış.Türü 'shoujo manga'
1995 yılında Yauyuki Kusuda tarafından bir FİLMe uyarlanır ve büyük bir çıkış yapar.
1996 yılında 51 bölümden oluşan bir ANİME serisine dönüştürülür..
1997 yılında Hana Yori Dango: The Movie adıyla anime filmi yayımlanır.
Bakmışlar bu seri çok tutuyor 2001'de Taiwan'da 'Meteor Garden' isimli Tv dramasına dönüştürmüşler.
2002 yılında da devam serisi 'Meteor Garden 2 ' yayımlanmış..
2005'te bu mangayı biz yazdık. Dizisini çekmezsek olmaz diyen Japon arkadaşlar Hana Yori Dango I ve II'yi çekmişler.
 Yetmemiş 'Hana Yori Dango' Final isimli tekrar bir film daha çekmişler..
Ve yıl 2009
25 bölümden oluşan izleyenlerin hayran kaldığı OPPA'nın ne demek olduğunu bize öğreten dizi BOYS OVER FLOWERS yayımlanır. 
Hana Yori Dango ve Boys Over Flower serilerini izledikten sonra birde 1995 yapımı filmi izleyerek VOLTRANI oluşturmuş bulunuyorum 
Konusu itibari ve içerik olarak aynı olsa da filmde bazı şeyler farklı ve izlenmeye değerdi. Fazlasıyla absürd ama yeri geldiğinde de duygusal bir yapımdı.. Hele 90'lardaki giyim zevkleri İYİ Kİ O DÖNEMDE YAŞAMAMIŞIM dedirtip.. İnanılmaz GÜLMEME neden oldu.. 
Zamanım bol ve eğleneceğim bir şeyler izlemek istiyorum diyorsanız KAÇIRMAYIN..