7 Ağustos 2013 Çarşamba

PLUMP REVOLUTION 

Şişman kızın zayıfladığı, çirkin kızın güzelleştiği film ve diziler izlemişsinizdir. Burada ise durum tam tersi.. Bir deri bir kemik modellik yapan kızımızın önüne yakalanamayacak bir fırsat çıkar. Amerika'dan yeni gelen ünlü fotoğrafçı çekecektir.. Öyle ki adamın bu şekilde meşhur etmediği kimse yoktur..
Görücü usulu randevu sırasında birbirlerine kötü izlenim bırakırlar. Daha doğrusu reddedenin kız olması gerekirken çocuktan SENLE OLMAZ cevabını alır.. Farkında olmadan onu merak eder hale gelir. Fotoğraf çekiminde onun kim olduğunu öğrendiğinde ise hikayenin gidişatı  değişir..
Adamdan beklediği ilgiyi göremeyince dedektiften yardım alır. Şişman kızlardan hoşlandığını öğrendiğinde ise Hayatı diyet, spor ve kısıtlamalarla geçen manken yaşamak istediği hayatın bu olmadığını fark ettiğinde film daha eğlenceli olmaya başlıyor.
KENDİNİ YEMEĞE VERİR.. Kardeşini zayıflatmak için elinden geleni yapan  kız bir anda ondan daha fazla yemeye başlar...
Kore'deki zayıflık takıntısını yıkan, bir kadının aşkı için neler yapabileceğini gösteren, eğlenceli, durup durup oppaya bakıp iç geçireceğiniz bir film..
İyi Seyirler...

THE SENSITIVE COUPLE

Aşk, nefret, intikam, entrika,aksiyon..... ben bu kavramlardan sıkıldım. Sakin hoş bir film arıyorum diyorsanız izleyebilirsiniz.

Su Min insanların zihnini ve anılarını okuyabilen, bu yüzden de arkadaşı olmayan bir üniversite öğrencisidir. Bir gün gittiği galeride "Yardım et.." diye bir ses duyar. Yanına döndüğünde ise duvardaki resmi inceleyen ve "Zihnini okuyamadığı" Hyun Jin'i görür. İlk kez birinin zihnini okuyamayan Su Min'in kız dikkatini çeker ama konuşamaz..
Kızın çocuğun yeteneğini fark etmesi sonucu ona komik tehditlerle bir şeyler yaptırması hem yeteneği ile eğlenmesine hemde yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur. Özel yeteneklerle doğan bu ikili neler yaşacak dersiniz??
Herhalde şu dünyada en çok  hangi yeteneğe sahip olmak istersin sorusuna ilk cevap  ZİHİN OKUMA'dır. Bunun aslında kimi zaman ne kadar iyi kimi zamansa ne kadar kötü olabileceğini gösteren bir film..
Kızın IQ'sunun 180 üstü olduğunu söyleyip övünmesi, çocuğa yaptığı tehditler, Istakoz olayları  kikikikki :):) Beni çok eğlendirdi.

!! UYARI: Filmin başında ve bazı kısımlarında bu olaylar ne diyebilirsiniz.. Filmi kapatmayın ve izlemeye devam edin. Finalde her şey açığa çıkacak ;)

5 Ağustos 2013 Pazartesi

ALMOST LOVE
Neredeyse Aşk
"On yaşındayken tek başına dolaşan, sadece dövüşte iyi olan biriydim. Çocuklar için bir arkadaşının olmaması, herkesin çift olarak geldiği bir buluşmada sevgilisiz tek kişi olmak, boş eve dönüp, sabaha kadar içmek gibidir. Ama yine de bir çocuk benimle konuştu. Bu benim dostum, Kim Dal Rae'ydi."
Ji Hwan ve Dal Rae çocukluk arkadaşıdırlar.. Sürekli didişmelerine rağmen çok iyi arkadaştırlar.. Oyunculukla ilgilenmektedirler. Ji Hwan Kore’nin Jackie Chan’i olma peşindedir. Yıllardır birlikte olmalarına rağmen birbirlerine karşı olan duygularını pek sorgulamamışlardır ve başkalarıyla birliktedirler.. 
Tüm işler yolunda giderken Ji Hwan’ın geçirdiği bir kaza her şeyi altüst eder.. Kaza birçok şeyin değişmesine sebep olur.. İkili arasındaki diyaloglar çok doğal ilerliyor, o kısımlara inanılmaz güldüm..
İçinizi ısıtacak, yer yer drama bağlamaya çalışılmış olsa da komedi öğelerini içerisinde barındıran izlenilesi bir film..

VAMPIRE HEAVEN
Komedi konusunda Japon yapımlarını tek geçerim
Bu okul kütüphanelerinde rahatlıkla bulabileceğiniz çok eski bir hikayedir ve şu cümleyle başlar. Bir yerlerde asla yaşlanmayan vampirlerin yaşadıkları bir diyar varmış. O dünyanın varlığını bilen tek bir insan bile yokmuş. Ayrıca bu hikayenin baş karakteri Sakurako ve Komachi de orada yaşadı. Ama o dünyada sert, insafsız ve bencil sırf eğlenmek içi, istediğini elde etmek amacıyla her yola başvuran bir kont vardı. Çünkü o çok sıkılmıştı. Kont istediği bir şey daha buldu ve onu elde etmek için her şeyi yaptı. 
Her zaman 20 yaşında kalacak olan bu iki kız şeytani kontun elinden kaçarak vampirler diyarının dışına çıktılar ve asla gelmemeleri gereken insanların dünyasına,Tokyo'ya ulaştılar.. Sokaklarda Lord'un adamlarından kaçmaya çalıştılar.
Yorgunluktan baygın düştüklerinde gözlerini Kentaro'nun evinde açtılar. Kan emme arzularını ise tesadüfen müziğin azalttığını fark ettiler ve kimliklerini gizleme yolunu buldular. 
Sakurako sonrasında Hayato ile tanıştı. Bu tanışmanın hikayenin gidişatını ve kızların kaderini değiştireceğini fark edemediler.
Sakurako, Komachi'ye "Diyorlar ki, aşık olduğunda dünya tamamen değişiyormuş."dedi. Komachi ise "Değişmeyeceğinden eminim". Tokyo'ya geldiklerinden beri kan içmeyen vampirler genç iki erkeğe zarar vermenin eşiğine geldiler.. Komachi evinde kaldıkları Ken'e ve Sakurako aşık olmaya başladığı Hayato'ya..
Kızlar yavaş yavaş insanların dünyasına alışmaya başladılar. Sakurako'nun insan olan Hayato'ya aşkı gün geçtikçe büyüyordu. Komachi'nin Hayato'ya kızgınlığı ise aniden artmaya başlamıştı. İçtikleri içkiden sarhoş olan ikili Ken'in önünde kimliklerini ortaya çıkardılar. Diğer taraftan Hayato ile parka giden Sakurako, ilk defa Hayato ile yakınlaşma fırsatı yakaladı. Ama o insan Sakurako bir vampir...
Birini ne kadar çok seversen, kanını da o kadar fazla arzularsın. Bunu tecrübe eden Sakurako Hayato ile arasına mesafe koymaya karar verir. Ama Hayato Kont tarafından kaçırıldı ve acil bir durum söz konusu oldu. Hayato'yu bir şekilde kurtarmayı başardılar.
Sakurako asla birlikte olamayacağı Hayato'ya olan aşkı yüzünden acı çekmeye başladı. Diğer taraftan Komachi de Hayato'dan hoşlanmaya başladığını fark ettiğinde ise ne yapacağını bilemez hale geldi. Vampirler ve insan arasındaki aşk karışık bir hal almaya başladı. 
İkisi de birbirinden hoşlanmasına rağmen Sakurako ve Hayato arasındaki aşk çıkmazdaydı. Hayato'nun gitarını fark etmeden çaldıran Sakurako onu geri almak için vampirlerin korkulu rüyası öğle güneşinde dışarı çıktı. Diğer taraftan Hayato'ya aşık olan Komachi'nin kalbindeki acı giderek artıyordu. Komachi bu üzücü duygunun etkisiyle Hayato'ya saldırdı ve Hayato , Sakurako'nun büyük sırrını öğrenmiş oldu.
Sakurako'dan kaçan Komachi kontla birleşerek ona tuzak kurar. Karışık duygular içindeki Aoi'nin(vampir) 40 yıl önceki insan sevgilisi kafeye çıka gelmiştir. Ama sevgilisi ile acı bir ayrılık daha yaşarlar. Bunu görüp bu durumda olmak istemeyen Sakurako ve Hayato birleşirler. Mutlu bir son olmasını beklerken en yakın arkadaşının tuzağının işlemeye başladığından henüz Sakurako'nun haberi yoktur.
Hayatlarını birbirleriyle geçirmeye karar veren çift üzücü bir sorunla karşılaşırlar. Eğer insan ve vampir öpüşürse, vampir İNSAN olur ancak insan ÖLÜR.. Dahası en yakın arkadaşı tüm kafe çalışanlarını ve Sakurako'yu kaçırıp KONT'a sunar.. 

Şimdi neler olacak dersiniz?? 100 yıllık arkadaşlık bitti mi?? İnsan ve vampir kurtulsalar bile birlikte olabilir mi?? Kahkalarınızı tutamayacağınız Eğlencesi tavan yapmış, Romatizmi tadında bırakmış, Duygu karmaşasını çok güzel yansıtmış 20 şer dakikalık 12 bölümden oluşan izlemeye doyamayacağınız bir dizi...

3 Ağustos 2013 Cumartesi

MY TUTOR FRIEND 2
Ne izlesem, ne izlesem diye sayfalarda dolaşırken rastladığım ve BU ZAMANA KADAR NEDEN İZLEMEMİŞİM dediğim eğlenceli bir yapımla karşınızdayım..
Gülmek istiyorum. Hemde çokkkk diyorsanız. Aradığınız filmi buldunuz demektir. Bu kadar övgüden sonra filmin konusundan bahsedeyim değil mi??
KITARO JUNKO Japonya'da 'Akai Ito'su Woo Sung ile tanıştığını düşünüp onu tekrar görüp duygularını anlatmak için Kore'ye değişim öğrencisi olarak gelen unnimiz.. Kore'de konuk evine gider, tüm odaları dolaşır ama hiçbirini beğenmez. Bunun üzerine konuk evi sahibi son olarak oğlunun odasını gösterir ve kızdan OK cevabını alır. Ama oğluna bu durumu söylemeyi unutunca sabah birbirine sarılmış yarı çıplak bir çift olarak uyanırlar :) 
Yanlış anlaşılma yüzünden kız buradan ayrılıyorum. Paramı verin deyince adam zor duruma düşer. Sorunlara neden olan Jung-man kızın Kore'ye geliş nedenini öğrenir ve Woo Sung benim arkadaşım bu odada bana geldiğinde kalırdı deyince.. Kız için etrafta ufak kalpcikler uçuşmaya başlar :) :) Konuk evinden Jung-man ve iki arkadaşı, Junko, George birlikte yaşamaya başlarlar.
Tesadüfler birbirini takip eder ve aynı okulda okudukları ortaya çıkar. Jung-man'ın arkadaşları Junko'ya aşık olurlar.. Junko,  Jung-man'ın burada kaldığım sürece bana KORECE öğreteceksin diye yakasına yapışır.
En çok eğlendiğim kısımları...
Çocuğun kızı kendisinden tiksindirmeye çalışması..
Sen buna çalış ben geliyorum diye kaçışları..
Jung Man'ın ,Woo Sung ile Junko'nun yakınlaşmasını kıskanması ama kızın kalbi kırıldığında da teselli etmesi..(Ki Woo Sung'u terk eden kendisiydi..)
Boks ile ilgilenmesine rağmen artık devam etmesini engelleyen nedenler yüzünden kızla yakınlaşmaları.. Boks'la ilgili sorunu atlattığında ki mutluluğu...
Her şey iyi giderken kızın babasının rahatsızlanması yüzünden Junko'nun Japonya'ya dönmesi :( Henüz başlamamış ve fark edilememiş bu aşkın sonu mu?? İzleyin görün :) :)

31 Temmuz 2013 Çarşamba

TOO BEAUTIFUL TO LIE
"Yalan söylemek bir sanattır.."
Eğlenceli bir film ararken karşılaştığım, gülmekten kendimi alamadığım bir yapım..
Halmoniyi çokkkkkkkk sevdim :) :) Herkesi öldürdü filmdeki :) :)
Yeong Ju, dolandırıcılık suçundan hapse atılmış, yalan söyleme konusunda çığır atlamış bu yeteneğini de hapishanede göstererek ŞARTLI TAHLİYE ile dışarı salınmıştır.. Ablasının düğününe gitmek isterken trende uykulu gözlerini araladığı sırada aşağıdaki manzara ile karşılaşır..
Vayyy anam sen ne yapıyorsun.. Sapıkkk diye kendini yırtar. Ama iş öyle anladığı gibi değildir.Sevgilisine evlenme teklif edeceği yüzüğe bakarken yanlışlıkla kızın koltuğunun altına düşüren sakar bir romantiğin yanlış anlaşılmasıdır. He Cheol kendisi hakkında her şeyi anlatır ve özür diler. Ama yediği dayaktan dolayı lavaboya giderken yüzüğü başkasına çaldırır. Şartlı tahliye olan kızımız ihale bana kalacak diye dolandırıcıdan geri çalar yüzüğü ama treni kaçırır. Çantasını ve kardeşine yaptığı ahşap kazı trende unutur. Çocukla değiş- tokuş yapabilme ümidiyle He cheol'un köyüne gider.. Köyün dedikoducu tayfasından çocuk ve ailesi hakkında her şeyi öğrenir. Ama olaylar karışır..
Yüzüğü kızda gören aile onu gelinleri sanırlar. Yetmezmiş gibi oradan kaçmaya çalışırken hastanede odalar karışır. Aileye hamile olduğu söylenir. He Cheol ise bu sırada sevgilisine evlenme teklif etmektedir ve yüzüğün yokluğunu fark eder. Çocuk eve döndüğünde ve olayları öğrendiğinde ise KEYFİNDEN YENMEYECEK BİR FİLM ortaya çıkar..
Kız, He Cheol'un ailesini kendi tarafına çekmeyi başarır.. Köylüde geri kalmaz dışlarlar çocuğu.. (komşu çocuğu gülmekten ölmeme neden oldu..) 
Kızın güvenilmez birini kanıtlamak için polis arkadaşından onu araştırması istedi.. Garibim bir bardağı almak için az dayak yemedi.. 
Kızlar konuşmak için eve gittiğinde ise yine suçlu duruma düşerek evden çıktı:) En sonunda anlaşmaya vardılar.. Eğer He Cheol "BİBER OĞLAN" seçilirse gideceğini söyler. Bu sırada He Cheol'un sevgilisi de köye gelip ailesi ile tanışmayı kabul eder.
Ailesi olmayan Yeong Ju aile saadetini bulduğundan mı? yoksa zamanla tanıdığı bu adamın saflığından mıdır? bilinmez kendini He Cheol'a aşık bulur.. Her şeyi bozmak isteyen hapishane arkadaşlarına inat onlardan bir şey çalmadan ayrılmaya karar verir. 

Aşkı karşılıksız mıdır peki?? He Cheol, gelecek sevgilisi ile gelecekleri hakkında ne düşünmektedir. Para peşinde olan arkadaşlar tek kuruş almadan gitmeye razı olacaklar mı??
İzleyin inanılmaz eğleneceğiniz bir film..